‘Bir Varmış Hiç Yokmuş’, sert bir aile dramı

“Koltuğundan dünyayı yönetirdin. Senin fikrin doğruydu, öbür her fikir mecnun saçmasıydı, çoktu, anormaldi” diyor Franz Kafka, “Babaya Mektup”ta. Babalarımızın dört duvar ortasından çıkıp hayatımızın tamamına yansıyan baskısı, toksik erkekliğin ruhlarda yarattığı travmalar, tek bir cümleyle tahminen de Kafka’nın bu kelamlarıyla özetlenebilir.
Tiyatro Yirmiotuz üretimi, Eda Akel’in yazdığı, Tuğçe Tanış’ın yönettiği, Kardelen Avcı ve Serap Üsküplü’nün oynadığı “Bir Varmış Hiç Yokmuş” da işte bu toksik erkekliğin yarattığı tahribatların akla hayale gelmeyecek nelere yol açabileceğinin izini sürüyor.
Bir akşam, kapınız çaldı ve babanızın cenazesi hariç yıllarca hiç görüşmediğiniz, görüşmek dahi istemediğiniz ablanız çıkageldi. Suna (Kardelen Avcı), ablası Sevda’nın (Serap Üsküplü) bu ziyaretinin altında başlarda bir bit yeniği arasa da Sevda’nın hareketleri ve tutumundan ötürü ne istediğini tam olarak kestiremez. Lakin dakikalar geçtikçe, yüzleşme devreye girince, bu yüzleşmenin sertliği arttıkça ve hesaplaşmaya yanlışsız gitgide; babasının annesine ve kendilerine uyguladığı fizikî ve ruhsal şiddetin, Suna’da bedensel ve ruhsal olarak nasıl bir tahribata yol açtığını görebiliyoruz.
Oyunun finalinde ise aslında farklı bir öykünün kapısını aralıyoruz. Ağızdan çıkan bir hayıflanma cümlesinin, küçük bir çocuğunun hayal dünyasında farklı bir yere oturabileceği ve dönüşü olmayan bir acı bir yola girilebileceğini görüyoruz.
KİM HATALI?
Eda Akel’in metni ve kurgusu, Tuğçe Tanış’ın rejisiyle “Bir Varmış Hiç Yokmuş”, sert bir dram ve tadında mizahıyla tiyatroseverlerle buluşuyor. Sıcak, samimi bir oda dekoruyla izlediğimiz oyun, bir kurgudan çok güya yan odada aile bireylerimizin tartıştığı bir gerçekliğe dönüşüyor. Ve şu iki soru aklımızın bir kenarında yer ediyor: Herkes haklıysa kim hatalı? Herkes hatalıysa kim haklı?
“Bir Varmış Hiç Yokmuş”, 24 Ocak saat 20.30’da Boa Sahne’de tekrar izleyiciyle buluşacak.