CHP’li Tanrıkulu’dan ‘TÜSİAD’ tepkisi: ‘Özellikle adliye koridorlarında gezdirildiler’
CHP Diyarbakır Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Kurulu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Lideri Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’ın gözaltında basına yansıyan görüntüleri ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamalarına ait olarak görüntülü bir açıklama yaptı.
“ERDOĞAN MAKSAT GÖSTERDİKTEN SONRA ÇABUCAK GÖZALTINA ALINDILAR”
Tanrıkulu açıklamasında şu tabirlere yer verdi:
Türkiye’de gündem TÜSİAD Liderlerinin gözaltına alınmaları. Evet söz özgürlüklerini kullandılar iş adamları örgütleri olarak ve tespit yaptılar, tenkit yaptılar, teklifte bulundular. Hiç olmadığı bir biçimde bir reaksiyonla karşı karşıya kaldılar. Şahsen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Lideri Erdoğan küme toplantısında büsbütün maksat gösterdikten sonra da çabucak gözaltına alındılar.
“DOĞRUDAN DOĞRUYA BUNUN ADI GÖZALTIDIR”
Şimdi Adalet Bakanı bunun gözaltı olmadığını, davet olduğunu söz ediyor. Bu türlü bir şey yok. Direkt doğruya bunun ismi gözaltıdır. CMK uyarınca gözaltıdır ve gözaltına alındılar. Adliyeye götürüldüler. Savcıya çıkarıldılar ve bu açıklamayla ilgili olarak saatlerce tabir verdiler. Sonuçta söz verdikleri yer adliyenin 7. katı. Savcılık makamı. Orada tabir verirsiniz ve mümkün değildir ki, savcıların olduğu yere geçebilesiniz. Mümkün değil. Sonra şayet savcı sizi sulh ceza hakimliğinde tutuklamaya sevk etmişse, mümkün değildir ki aşağıdakiler şüpheliyi görsün. Yani 6. kata inerler fakat siz göremezsiniz. Bekleyenler göremez, gazeteciler göremez. Onlar art merdivenden yahut asansörden 6. kata indirilirler. Direkt doğruya sulh ceza yargıcının önüne götürülürler. Şu anda sulh ceza hakimliğinin önünde bariyer var. O bariyerden sonrasına da, mesai saatlerinden sonrasında, ki bu da mesai saatlerinden sonra oldu, rastgele bir gazetecinin, izleyicinin, avukatın ve milletvekilinin girmesi mümkün değil. Hasebiyle, yani ben milletvekili olarak söylüyorum, ben bu durumu Numan Kurtulmuş’la da konuştum, Sayın Bakan’la da konuştum; nasıl o koridora giremeyiz diye. Yetkisi ve vekaleti olmayan avukatlar da giremez ve milletvekili de giremiyor. Sonuçta bu türlü bir hukuksuz ortam var birebir vakitte Çağlayan Adliyesi’nde.
“ÖZELLİKLE ADLİYE KORİDORLARINDA GEZDİRİLDİ”
İki TÜSİAD Başkanı özellikle adliye koridorlarında gezdirildi. Polisler kollarına girdi. Gazetecilerin imaj alıp servis edilmeleri sağlandı. Bilhassa. Bu bilhassa yapıldı. Gaye şu: Bakın iş adamlarına ve Türkiye’ye bildiri ve gözdağı; işte bunlar değil mi? Türkiye’de en servet sahibi olan beşerler, iş adamları bakın bunların da biz kollarına gireriz, adliyede hakim karşısına çıkarız. Bunu göstermek istediler.
“İTİBARSIZ HALE GELEN GÖZALTINA ALINANLAR DEĞİL AK PARTİ’NİN KENDİSİDİR”
Şimdi öbür türlü falan söz edilmeye çalışıyor fakat sıkıntı şu: Gözdağı. Lakin prestijsiz hale gelen bu iş adamları değil. Prestijsiz hale gelen gözaltına alınanlar değil. Prestijsiz hale gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin kendisidir.İtibarsız hale gelen yarın çantayla İngiltere’de, yarın çantayla Washington’da, yarın çantayla öteki merkezlerde para bulmak için bu hükümetin, Adalet ve Kalkınma Partisinin Bakanlarıdır. Bu türlü bilinmesi lazım.”
