Hilal, “Gözaltı sürecinin olduğu yerlerde hak ihlalleri olduğu konusunda haberler aldık. Bunlar, Emniyet ünitelerinin gözaltındaki şahısları sıhhat kurumuna götürmek yerine il sağlık müdürlüğü ve valilik yazıları ile tabipleri Emniyet içerisine götürerek orada muayeneye zorlandığı formunda. Bu durum Türk Tabipleri Birliği (TTB) etik prensiplerine ve milletlerarası mukavelelere nazaran etik ihlalidir” dedi.

HEKİM DE CEZA ALABİLİR

Bu stil muayenelere doktorların itiraz etmesinin değerine değinen Hilal, “Hekimler bu türlü durumlarda tabip odalarından, barolardan hukuksal yardım istemeli. Bu biçim muayeneyi kabul eden tabiplere etik ihlalden ötürü tabip odaları tarafından ceza verilmesi kelam konusu olacaktır. Ayrıyeten bu halde yapılan muayeneler sonrasında dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiği vakit ülkemizin ceza alması da kelam konusu olabilecektir” sözlerini kullandı.

ALTERNATİF RAPORLA SÜREÇ

Hilal, gözaltında şiddete uğrayan ve aldığı isimli raporda fizikî bulguların yazılmadığını düşünen yurttaşların, bulundukları kentlerdeki tabip odalarından, üniversitelerin isimli tıp anabilim kollarından ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan (TİHV) alternatif rapor alarak süreç başlatabileceğini de aktardı. Gözaltı giriş-çıkış muayenelerinin, İstanbul Protokolü’nde belirtilen kaidelerde ve şartlarda yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Hilal şöyle konuştu: “Muayene kesinlikle sıhhat ortamında olmalı. Hasta mahremiyeti açısından kesinlikle tabip ve hasta yalnız kalmalıdır. Hastanın kendini özgür hissetmesi için bağlarından (kelepçe vs.) arındırılmış olmalı. Doktor hastanın tüm hikayesini onun anlatımı ile kayda geçmelidir. Doktor hastanın onayı ile hastayı tam olarak muayene etmelidir. Doktor gerekli görüyorsa hastaya ilişkin tetkikleri istemeli ve gerekli uzmanlık alanlarına danışmalıdır.”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yapmış olduğu açıklamada 1879 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.

‘ORANTISIZ GÜÇ İŞKENCE’

Adli Tıp Uzmanları Derneği Lideri Prof. Dr. Ahmet Hilal, gözaltına alınma süreci sırasında orantısız gücün azap olarak kabul edildiğini vurguladı. Hilal, “Sosyal medyada bilhassa öğrencilere karşı gözaltı süreçlerinde orantısız güç kullanıldığı görülüyor. 2-3 güvenlik vazifelisi tarafından tutulan bir şahsa dördüncü polisin gelip tekme attığı başına vurduğunu gösteren çok sayıda imaj var” tabirlerini kullandı.