Asbestin dayanıklılığı nedeniyle inşaat dalı olmak üzere birçok alanda kullanıldığını belirten Türk Tabipleri Birliği Merkez Kurul Üyesi Ali Kanatlı, “Asbest, teneffüs yoluyla bedene girdiğinde ince lifler akciğere yapışır ve çok uzun yıllar orada yaşayarak yaralar yaratır” dedi.

Asbestin kansere yol açma riskine dikkat çeken Dr. Kanatlı, “Akciğer kanserinin makus özelliklerinden birisi, birinci evrelerde kendisini belirli etmemesi ve belirtiler ortaya çıktığında geri dönüşün güç olması” tabirlerini kullandı. Zelzele bölgesindeki eski binaların asbest içerdiğine değinen Dr. Kanatlı, “Çocuklarımızın ve kendimizin geleceğinden endişeliyiz” diyerek tasasını lisana getirdi.

‘BİR JENERASYONU KAYBEDEBİLİRİZ’

Deprem bölgede zelzeleden sonra ikinci felaket olarak değerlendirebileceğimiz ölçüde bir hava kirliliğine yol açtı diyen Hatay Tabip Odası Lideri Dr. Sevdar Yılmaz, “Özellikle birinci bir yılda denetimsiz, anayasanın 56. unsurunu ve asbest yönetmeliğini ihlal eden bina yıkımı, enkaz kaldırma, taşıma ve depolama süreçleri yapıldı. Bu durum yüz binlerce insanı etkiledi” dedi.

Her insanın gündelik hayatta hava ve su yoluyla asbeste temas ettiğini vurgulayan Dr. Yılmaz, “Bu temasın sürekliliği ve yoğunluğu hava kirliliğinden bir katil yaratıyor” sözlerini kullandı. Sarsıntı bölgesinde durumun çok daha ağır olduğunu belirten Dr. Yılmaz, “Son bir yılda da sayıları süratle ve denetimsiz bir oranda artan hazır beton santralleri nedeni ile kronikleşmiş durumda. Birinci bir yıl bölgede yaşayan beşerler asbeste maruz kalmıştı, artık tıpkı beşerler PM2.5 ve PM10 a maruz kalıyor” dedi. Yılmaz, “Özellikle çocuklar için durum daha riskli. Bir jenerasyonu kaybetme riski ile karşı karşıyayız” ikazında bulundu.

‘ZEHİRE GÖZ YUMUYORLAR’

1930’dan beri uygulama alanı bulduğunu; fakat 2010 yılında yayımlanan 27687 sayılı yönetmelikle asbest üretimi ve kullanımına bir yasak getirildiğini anımsatan CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, şunları söyledi: