CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının akabinde yurt genelinde protesto şovları düzenlendi.

Antalya’daki şovlara ünlü çizgi sinema karakteri Pikachu kostümüyle katılan bir yurttaş ise tüm dünyada dikkat çekti.

PİKACHU KOSTÜMLÜ AKSİYONCU VİRAL OLDU

Polis müdahalesinden kaçarken görüntülenen Pikachu kostümlü hareketçi, toplumsal medyada milyonlarca kere paylaşıldı. İmajlar memleketler arası basında da büyük ilgi gördü.

MEHMET UÇUM: “BUNLAR PROFESYONEL İŞLER”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, şovlara kostümle iştirak sağlanmasını “profesyonel iş” olarak kıymetlendirdi. Uçum, açıklamasında şu sözleri kullandı:

“Eylem yapmanın cazipliğini artırmak için semboller kullanılıyor. Örneğin gaz maskeli semazen figürü, Pikachu karakteri, polis önünde evlenme teklifi, Örümcek Adam kostümü, kırmızı elbiseli bayan, hareket piyanosu geçmişten bugüne sembolizm için kullanıldı. Bunlar tümüyle profesyonel işlerdir ve bir senaryoya dayanıyor.”

Mehmet Uçum’un Twitter’daki “Pazar Yazısı” başlıklı paylaşımı şu biçimde:

“YENİ JENERASYON SOKAK AKSİYONLARI EMPERYALİST PROJEDİR!

İstanbul’daki terör ve yolsuzluk soruşturmalarından sonra yeni jenerasyon sokak aksiyonları bir defa daha gündem oldu. Bunlar demokratik protesto hakkının kullanılması olarak görülsede işin aslı o denli değil.

Yirminci yüzyılın sonunda sivil itaatsizlik ve sokak hareketlerine öbür bir mana ve misyon yüklendi. Sivil itaatsizlik kavramının hak talebi boyutu yok edildi, itaatsizlik kısmı ulusal devletlere isyanın temel aracına dönüştürüldü.

Batılı ideolojik merkezler sokak hareketleri için el kitapları hazırlatıp çeviri ettirip maksat ülke vatandaşlarına dağıtıyor. Gaye ülke gençliği ana aktör olarak seçiliyor. Sokak hareketleri gençliğe cazip gösteriliyor. Aksiyon için aksiyon yapmak maksat haline getiriliyor. Hareketin amacı ve sonucu değil ‘eylem önemli’ duygusu güçlendiriliyor. Hareket yapmanın cazipliğini artırmak için semboller kullanılıyor. Örneğin gaz maskeli semazen figürü, pikachu karakteri, polis önünde evlenme teklifi, örümcek adam kostümü, kırmızı elbiseli bayan, aksiyon piyanosu geçmişten bugüne sembolizm için kullanıldı. Bunlar tümüyle profesyonel işlerdir ve bir senaryoya dayanıyor.

Gençlere aksiyonlarda yer almanın en manalı varoluş olduğu zerk ediliyor. Gençler aksiyonların öznesi lakin aksiyon stratejilerinin objesi haline getiriliyor. Böylelikle ulusal devletleri zayıflatma projelerinde amaç ülke gençleri kitle gücü olarak kullanılıyor.

Ancak emperyalizmin gençleri, aidiyetini ve kimliklerini yok ederek kolaylıkla şekillenen ve manipüle edilen bir kitleye dönüştürme gayreti her vakit muvaffakiyete ulaşmıyor.

Eylemci gençlerin bir kısmı geçiş yaşlarının tesiriyle kimileri da manzarada meşruiyet için öne çıkarılan kimi talepleri makul gördüğü için yeni kuşak hareketlere eğilim gösteriyor. Lakin sorgulama devreye girince gençlerin çoğunluğu emperyalist operasyonlara karşı tavır alabiliyor.

Gençler toplumsal ve siyasi iştirak hakları güçlendikçe emperyalist projelerin tesirinden daha kolay kurtuluyor. Ülkemizde seçme ve seçilme hakkı için 18 yaşın kâfi olması gençlerimizi güçlendiriyor ve özgüven veriyor. Demokratik iştirak geliştikçe ve tarih şuuru devreye girdikçe gençlerimizin yurtseverlik bağı ve ülkeye aidiyetleri güçleniyor. Bu nedenle ülkemiz gençliğinin büyük çoğunluğu emperyalist tuzaklara düşmüyor ve düşmez.

Özetle “sivil itaatsizlik” soğuk savaştan sonra emperyalizmin ideolojik araçlarından biri oldu. Sonuçları yıkıcı olan “nihilist sivil itaatsizlik biçiminde yine üretildi ve emperyalist yayılma için kullanıldı. Soğuk savaş sonrasının “turuncu devrimleri”, “Arap baharları” bu emelle teşvik ve tahrik edildi. Türkiye’de emperyalist bir planlamayla yapılan seyahat hareketi de yıkıcı sivil itaatsizliğin tipik örneğidir. Seyahat gibisi hareketler başta Brezilya öteki ülkelerde de pazarlandı.

Nihilist sivil itaatsizlik hareketleri kaos maksatlıdır. Bu hareketlerle güvensizlik ortamı ve idare zafiyeti oluşturarak emperyalizme hizmet edecek bir iktidar değişikliği amaçlanır. Bu açıdan Ukrayna örneği ibretliktir.

Bu aksiyonlar müspet ceza hukuku açısından hata sayılır. Değişen kurallara nazaran bu aksiyonların kabahat niteliği ortadan kalkmaz. Ayrıyeten bunlar amaç alınan ülkeye ve topluma karşı tahripkar hareketleridir ve bu tahribat milletin tarih şuurunda kalıcı izler bırakır. Toplumda ve bireylerde travmalar oluşturur, üzerinden çok vakit geçsede affedilmez yahut güzel görülmez. Bu tip aksiyonlar hiç bir vakit hukukun müdafaası altında olamazlar.

Hukuk içinde yapılan hak ve adalet talepli sivil aksiyonlar ise yasal sistemi geliştiren bir fonksiyon görür. Demokrasiyi ve toplumsal adaleti güçlendirir, bunlar demokratik toplumun gereği olan hareketlerdir bu nedenle hukukun müdafaası altındadır.

Hak ve adalet talepli sivil aksiyonlar ile günümüzde emperyalist proje olan sivil itaatsizlik aksiyonları ortasındaki nitelik farkını görmek gerekir. Bunu görmeyenler yahut reddedenler emperyalizmin ideolojik aygıtlarının ve projelerinin çok kullanışlı aparatları ve aktörleri haline gelir.”