Depremde 25 kişiye mezar olmuştu… Pamukkale Sitesi davasında karar çıktı!
Gaziantep‘in Şehitkamil ilçesine bağlı Atatürk Mahallesi’nde bulunan Pamukkale Sitesi‘nin A bloğu, 6 Şubat sarsıntılarında yerle bir oldu. Binanın yıkılması sonucu 25 kişi hayatını yitirdi, 16 kişi enkazdan yaralı çıkarıldı.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhitler Sadık Doğan ve Yusuf Alageyik ile teknik uygulama sorumlusu ve statik proje müellifi Atilla Gökçek hakkında, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” kabahatinden dava açtı.
Pamukkale Sitesi’nin karar duruşması, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Atilla Gökçek ve Yusuf Alageyik, SEGBİS aracılığıyla katıldı, zelzelede yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve taraf avukatları duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz sanık Sadık Doğan ise duruşmaya katılmadı.
3 SANIĞA DA 18 YIL 3 AY MAHPUS CEZASI VERİLDİ
Mahkeme heyeti, müteahhitler Sadık Doğan ve Yusuf Alageyik ile teknik uygulama sorumlusu ve statik proje müellifi Atilla Gökçek’e “bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olma” cürmünden 19 yıl 6 ay mahpus cezası verildi.
Mahkeme, indirim uygulayarak cezalarını 18 yıl 3 aya düşürdü. Heyet, Alageyik ve Gökçek’in tutukluluğunun devamına, Doğan için ise tutuklama emeliyle yakalama kararı çıkardı.
“MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Müşteki avukatlarından Eren Can, yaptığı değerlendirmede şunları kaydetti:
“Pamukkale Sitesi davasında sanıklara verilen 18 yıl 3 ay mahpus cezası, hem hukuksal hem de toplumsal açıdan kıymetli bir gelişme olmakla birlikte, yaşanan kayıpların ve ihlallerin büyüklüğü karşısında yetersizdir. Binanın inşa sürecindeki önemli mühendislik ve yapı kontrolü ihlalleri, direkt can güvenliğini tehdit eden, öngörülebilir ve önlenebilir yanılgılardır. 6 Şubat sarsıntısında 25 kişinin hayatını kaybettiği, 16 kişinin yaralandığı bu bina özelinde, sırf ‘bilinçli taksir’den kelam etmek, adalet hissini zedeler niteliktedir.
İnşaat sürecinde misyon alan sanıkların, uzmanlık bilgileri gereği muhtemel bir sarsıntıda binanın yıkılabileceğini öngörmeleri mümkündü. Bu nedenle, sanıkların ‘olası kastla’ hareket ettikleri, yani sonucu bilerek ve göze alarak davrandıkları ortadadır. Bu dava sadece geçmişte yaşanan bir yıkımın hesabı değil, tıpkı vakitte gelecekte misal kayıpların yaşanmaması için hukuk sisteminin verdiği bir imtihandır.
Adaletin tam manasıyla sağlanabilmesi için, zelzele üzere büyük felaketlerde sorumluluğu bulunan herkesin hak ettikleri cezaları alması gerekmektedir. Lakin bu yolla misal ihlallerin önüne geçilebilir, can kayıplarının önüne geçilebilir. Bunun için uğraş etmeye devam edeceğiz.”
