Gözler o kente çevrildi… Antalya’da inşaat zemin etütleri güvenli mi?
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, kentteki yapıların ana sigortası olarak nitelendirilen yer etütleri ile ilgili değerlendirmede bulundu.
MEVZUATTAKİ KURALLAR YERİNE GETİRİLİYOR MU?
Karancı, taban etütlerinin nasıl yapılması konusunda mevzuatta belirtilen kuralların uygulamada ve kontrol kademesinde yerine getirildiğinden kuşku duyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
“Yapının sınıfına, niteliğine, yüksekliğine, genişliğine nazaran sondaj sayısı mevzuatta belirlenmiş. Lakin belediyelerimiz sondajlarla ilgili yalnızca 1 kuyudan görüntü istiyor, hatta kimi belediyeler bu görüntüyü da talep etmiyor. Bir görüntüde yapılması gereken çalışmalar ihtimamlı yapılırken, başka kuyularda özensiz yapılıyor ya da hiç yapılmıyor. Burada uygunlaştırma ve düzeltme yapmak değerli. Tüm sondajların görüntülerini istemek, parselin taban parametlerini yansıtacak formda tüm kuyuların görüntülerini kapsaması değerli.”
“BELEDİYELERDE JEOLOJİ MÜHENDİSİ YOK”
Mustafa Karancı, kâfi sayıda sondajın yeterince yapılması ve bu sürecin raporlanması halinde belediyelerde bu raporların kıymetlendirilmesi ve inşaat ruhsatına olur verilme süreciyle ilgili de şunları söyledi:
“Antalya’nın 19 ilçesinin 11 ya da 12’sinde jeoloji mühendisi yok. Uzmanların denetleyeceği bir bahiste belediyelerde kâfi istihdam olmadığı için kentimizde sağlıklı bir kontrol olduğunu söylemek güç. Birtakım belediyelerimizde inşaat mühendisleri bile değil, tekniker düzeyinde denetim ediliyor ya da kapağına bakılıp ‘Zemin etüdü var mı, var’ deyip üretim kademesine geçilebiliyor ruhsat verilerek. Yapı kontrollerinde evrak üzerinde kontrol olduğunu söyleyebiliriz.”
MÜTEAHHİTLERE KRİTİK UYARI
Zemin etütleri konusunda müteahhitleri de uyaran Karancı, müteahhitlerin binanın dış görseline büyük ihtimam gösterirken, statik ve güvenlik konusunda ihmalkâr davrandıklarını söz ederek, “Sondaj maliyeti, bir ton demirin maliyetinden daha azdır. Tüm inşaatın maliyetinde taşıdığı ehemmiyete nazaran küçük bir maliyete sahiptir. Ekonomik ve vakit tasasıyla daha ucuza mal etmek yapıyı riske atar” dedi.
KAŞ’TA HEYELAN RİSKİ!
Antalya’da kaçak yapılaşma yoğunluğu bakımından başı çeken ilçesi Kaş’ta taban etütleri yapılmadan inşaa edilen binalara dikkat çeken Mustafa Karancı, heyelan ikazında bulundu.
Karancı “Belki şu an farkında değiller. Fakat kendilerine mezar olabilecek nitelikte yapılarda yaşıyorlar” ihtarında bulundu.
“ALTINTAŞ ANTALYA’NIN YERALTI SUYUNU KİRLETİYOR”
Antalya’da altyapı planlaması olmadan Altıntaş bölgesinde yapılan inşaatlar için de yeraltı suyunun kirlenme riskine dikkat çeken Mustafa Karancı, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Antalya travertenleri jeolojik miras niteliğine sahiptir. Boşluklu gözenekli yapılardır. Sizin yüzeyden vereceğiniz her ögenin yeraltı suyunun ulaşmasını sağlar. Kirletici ögeler yeraltı suyuna çarçabuk ulaşabilir. Bir alan imara açılıyorsa, öncelikle oranın altyapı çalışmalarının tamamlanması gerekiyor. Altıntaş’ta yapılaşmanın bir kısmı gerçekleşti ve oturum gerçekleşti. Burada ruhsatlar foseptik çukurla inşaat ruhsatı verildi. Yerinde yaptığımız incelemelerde sızdırması sağlanmış, sızdırılarak foseptikler yeraltı suyuna karıştığını gördük. Altıntaş’ta bu foseptik çukurların değiştirilmesi gerekiyor.”
