Hastalığın metabolizma üzerindeki tesirlerini Cumhuriyet, Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Başak Yalçın’a sordu.

Yalçın, “Uzun vadeli tedavi edilmemiş sedef hastalarında genel metabolik sistem de etkileniyor. Bu bireyler daha kilolu oluyor, yüksek tansiyon ve şeker hastalıklarına meyilleri oluyor. Kalp rahatsızlıkları ve ruhsal hastalıklar da bu şahıslarda daha çok görülüyor. Bu duruma metabolik sendrom deniyor. Sedef hastalığı hastanın hayat mühletini ve hayat kalitesini düşüren bir hastalık” sözlerini kullandı.

GENÇLERİ ETKİLİYOR

Sedef hastalığının genç yaş kümesini daha çok etkilediğini belirten Yalçın, “Hastalar çoklukla 20 ya da 30’lu yaşlarda bu hastalığa yakalanıyor. Sedef, hastaların hayatlarının en faal devri olan bu yaşlarda bir toplumsal çekinmeye sebep oluyor. Okul, iş ve evlilik hayatlarını çok fazla etkiliyor. Bu toplumsal çekinmenin yanında yapılan araştırmalarla biliyoruz ki kanda sedef hastalığına sebep olan sitokin ismini verdiğimiz yapılar da depresyonu tetikliyor. Kişi görünüşünden rahatsız olmadığını düşünse bile hastalığın oluşumuna neden olan sitokinler farkında olmadan depresyona yol açıyor” dedi.

Sedef hastalığında şahsa özel tedavi yaklaşımlarının ehemmiyetine vurgu yapan Yalçın, “Tedavi uygulanırken pek çok faktöre dikkat etmemiz gerekiyor. Örneğin hastanın yaşı çok değerli. Tutulum ölçüsü bir diğer değerli bir faktör. Bazen el, ayak, saç üzere özel bölgelere farklı tedavi uygulayabiliyoruz. Bunun yanında hastanın toplumsal garantisi de değerli. Her ilacı ödeyebilecek durumu olamayabiliyor hastaların. Her tedavi her hasta için uygun değil” diye konuştu.