ONUR ÖZDEMİR ‘RAKSEDİP YARIN YOKMUŞÇASINA’ (SONY MUSIC TÜRKİYE)

Aradan iki jenerasyon geçmiş, yalnızca bir albüm yapmış olmasına karşın akıllara geldiğinde hala yürekleri hoplatan bir topluluk var, ismi Sakin. Dağılmasının akabinde solist Onur Özdemir, yeni bir imaja bürünerek Onurr ismini almış ve pop müzikleri yazıp söylemeye başlamıştı. Fakat tutkulu Sakin taraftarı ise onun dönüşünü sabır ve umutla beklemişti. O dönüş gerçekleşti ve Onur “raksedip yarın yokmuşçasına” isimli ahde vefa albümüyle köklere selam verdi. Onur aslında birkaç yıldır bunun sinyalini veriyor, ortada bir Sakin Tribute konserlerine çıkıyordu. Kendisi de dinleyicisi üzere eski günleri özlemişti. O nedenle bu albümü gönül rahatlığıyla bir Sakin albümü üzere dinleyebilirsiniz. Ruh tıpkı, müzikal olarak ise davul, bas, gitar üçlüsünün mihmandarlığında, melodik arpejler, pak riff’ler, indie-rock sound’lar da birebir. Vokalin çalgıyla, küme müziğiyle eş-başkan olduğu demokratik bir ortam içinde icra edilmiş müzikler…

“raksedip yarın yokmuşçasına” yalnızca geçmişin ayak izlerine basarak yürümüyor, vaktin ruhunu da işin içine dahil ediyor. Biz de özlemiştik, uzun vakittir mahallemizde yokluğunu hissediyorduk Onur’un. Bu albümle birlikte eski bir dostu bir köşe başında karşılaşarak yine bulmuş üzereyiz. Beğenilen geldin Onur… 

SHOUKRAN ‘İHTİMAL’ (TANTANA RECORDS) 

Bir neslin kapıldığı “bağımsız müzik” anaforunda doğan ve müzikal olarak gerçek manada alternatif müzik yapan çok az sayıdaki topluluktan biri Gözyaşı Çetesi. Tamamı çalgısına hâkim elemanlardan oluşan, yan yana gelişlerinde de çok güzel çalan bu topluluğun solisti Şükran Pınar Balcı. Bir mühlet önce o da Dalyan’a yerleşerek İstanbul’dan kaçanlar kervanına katılmıştı lakin bu harekete bir de solo albümlü solistler kervanına katılmayı ekledi.

Şükran’ın Shoukran ismini alarak “İhtimal” isimli bir solo albüm yapmış olmasının akla birinci gelen iki olumlu tarafı: Birincisi Gözyaşı Çetesi’nin dağılmamış oluşu, ikincisi Pınar’ın albümünün topluluğun taklidi değil, her açıdan farklı bir sound ve atmosfere sahip özgün müziklerden oluşması.

Şükran burada her ne kadar kolektif bir çalışmadan elde ettiği birikimi ferdi yaratıcılığa aktarmayı başarmış olsa da, şahsî üslubunu eksiksiz yansıtsa da, iki yoldaşından yardım almayı ihmal etmemiş. Kelam ve besteleri kendine ilişkin dokuz şarkılık albümde Özgür Yılmaz’ın gitarını, Umut Arabacı’nın bas gitarını bu akustik-saykodelik atmosfere münasip biçimde monte etmiş.

Bu sakin olduğu kadar da birinci adımları kendinden son derece emin adımlarla atılmış bir solo meslek yürüyüşü. Uzun olması temennisiyle…